“İhtimal Cüce”, “Taşra Bitki Örtüsü ve Parseller”, “Epey” gibi kitapların sahibi genç şair ve yazar Murat Çelik’le birlikte Öykülem dergisini çıkaran yetenekli ekibin içinde yer alan Eyüp Tosun,
üzerinde ince ince çalışılmış, demlenmiş ve kıvamını bulmuş ilk öykü kitabı “Kör Islık”la (Tefrika Yayınları) güzel bir giriş yaptı öykü dünyasına.
Selim İleri, “bir genç yazar, hele hele bir ilk kitap hakkında yazmışsa bu önemlidir hem de çok önemli” der. İleri, Eyüp Tosun’un öykülerinin ‘sert, yalçın bir tarafı’ olduğunu, ‘hırçın bir anlatışın klasik hikâyeyi 2000’lere taşıyarak yerli kalmak kaydıyla yeniliklere açıldığını’ söylüyor. Eyüp Tosun yeni bir ses; bozkırdan ve gecekondulardan yankılanan yaman bir ıslık. Ankara’nın gecekonduları, yeniyetmelerinin gözüyle vurucu biçimde anlatılırken, “kızların, analarının sırt ağrısı” olduğunu öğrenmek kalbimizi burar, kadınlar, dizi ve filmlerde olduğu gibi kocalarından “seni seviyorum” sözlerini bekler, gençler, yeryüzünün kirlendiğini görüp yeraltında yaşama isteğiyle adını telaffuz edemedikleri yabancı yazarın kitabının peşine düşer, öğrenciler, karne notlarını örgütlü biçimde düzeltmelerine rağmen “hayat bilgisi”nden sınıfta kalırken o ıslık bir türlü bırakmaz yakamızı. O ıslık, aşk itirafını sonuna kadar açtıkları teybin sesine gizleyen, çekingen ama bir o kadar da fırlama gençlerin ve babalarından önce binip motor ısınsın diye arabayı çalıştıran ergen oğlanların da dilindedir. Genç müezzinin pornoyla imtihanı, askere giden gencin nizamiyede bıraktığı ıslık, bir apartmanın her dairesinin sahne sahne değişen hikâyesi, berberler, fotoğrafçılar Tosun’un kaleminde yeni ifade alanlarına açılıyor. “Kör Islık”, bizi çağıran ıslık gibi dikkat çekici bir ilk kitap…